Candide - Voltaire
If this is the best of possible worlds, what then are the others?
Even in those cities which seem to enjoy the blessings of peace, and where the arts florish, the inhabitants are devoured by envy, cares and anxieties, which are greater plagues than any experienced in a town when it is under siege.
Our labour preserves us from three great evils -- weariness, vice, and want.
In every province, the chief occupations, in order of importance, are lovemaking, malicious gossip, and talking nonsense.
"Let us work without reasoning," said Martin; "it is the only way to make life endurable."
Fools have a habit of believing that everything written by a famous author is admirable. For my part I read only to please myself and like only what suits my taste.
Fools admire everything in an author of reputation.
"Optimism," said Cacambo, "What is that?" "Alas!" replied Candide, "It is the obstinacy of maintaining that everything is best when it is worst!
"You're a bitter man," said Candide. "That's because I've lived," said Martin.
Let us cultivate our garden.
“Sebepsiz sonuç yoktur.” diye cevapladı Candide “Her şey bir düzen içinde birbirine bağlıdır ve en iyi şekilde düzenlenmiştir…”
“İnsanlar da doğayı biraz bozmuş olmalılar; çünkü insanlar kurt olmadıkları halde kurt olmuşlar. Tanrı onlara ne yirmi dörtlük top, ne de süngü vermiş. Halbuki onlar, birbirlerini yok etmek için süngüler toplar yapmışlar.”
“İyilik adına ne yapıyorsam felaketim oluyor; başkaları gibi hainlik etseydim, onlar gibi mutlu olurdum.”
“Aşk insan soyunun tesellisi, evrenin bekçisi, bütün duyarlı varlıkların ruhu.. Ah hassas aşk!.. Nasıl olur da böyle güzel bir neden, sizde böylesine korkunç bir etki yarattı?”
“Çalışmak, üç büyük eksikliği uzaklaştırır; can sıkıntısını, kötü alışkanlıkları ve yoksulluğu…”
“Deist yaklaşımına karşın dini reddetmez. Hatta sıradan insanlar ve toplumlar için gerekli bir mekanizma olarak görür. Onun şiddetle karşı çıktığı şey bu mekanizmanın çıkarlar uğruna bozulması ya da kötüye kullanılmasıdır. Bu yüzden de en sert eleştirilerinin, en acımasız alaylarının hedefinde genellikle din adamları bulunur.”
“Her şeyin bir amacı olduğuna göre, her şey kaçınılmaz şekilde en iyi amaca yöneliktir.”
“Şu muhakkak ki insan durmadan gezmeli.”
“Sebepsiz sonuç yoktur.”
“Candide: “İnsanların bugünkü gibi her zaman birbirlerini öldürmüş olduklarını, her zaman onların böyle yalancı, hilekar, hain, nankör, haydut, zayıf, vefasız, alçak, kıskanç, obur, sarhoş, hasis, hırslı, katil, dedikoducu, serseri, tutucu, iki yüzü ve budala olduklarını mı sanıyorsunuz?” diye sordu. Martin: “Atmacaların her zaman güvercin bulsalar yiyeceklerine inanır mısınız” dedi. Candide: “Elbette!” diye yanıtladı. Martin: “O halde, madem ki, atmacalar hiç huylarını değiştirmemişler, niçin insanların huy değiştirmesini istiyorsunuz?”
Candide, “Meğer bu dünya neymiş?” Martin, “Saçma sapan, feci bir şey”
“Zira sürekli yere atmak istediğimiz bir yükü vazgeçmeden taşımayı sürdürmekten, nefret duyduğumuz varlığımızı sahiplenmekten ve hatta onu muhafaza etmekten, bizi tüketen ve nihayetinde kalbimizi yiyecek yılanı okşamaktan daha ahmakçası var mıdır?”
“İnsan bir yerde az çok huzurluysa orada kalmalı.”
“Bir dünyada işler yolunda gitmezse diğerinde gider.”
“- İyimserlik nedir? diye sordu Cacambo. – Her şey kötü gittiğinde her şeyin iyi gittiğini savunmak tutkusudur, dedi Candide.”
“Her tarafta zayıflar önlerinde yere yüz sürdükleri güçlülerden nefret eder, kuvvetliler de onlara yünü ve eti satılan mallar gibi davranırlar… Huzur içinde yaşar gibi gözüken, içlerinde güzel sanatların geliştiği kentlerde, kuşatılmış bir kentin uğradığı felaketten çok, kaygı ve tasa kemirir insanları. Kişisel kederler, genel üzüntülerden daha çok merhametsizdir.”
“O kadar çok olağanüstü şey gördüm ki, olağanüstü olabilecek hiçbir şey kalmadı.”
“Vücudunuza şeytan girmiş olmalı.” dedi Candide. “Dünya işlerine öyle çok karışıyor ki benim vücudumda da olabilir. Zaten her yerde değil mi? Ancak şu yer küreye daha doğrusu yer küreciğe göz attığımda, Tanrı’nın onu kötülük yapan bazılarına terk ettiğini düşündüğümü de itiraf etmeliyim.”
“Birçok kenti dolaştım. Kimi yerlerde insanların yarısı deli, kimi yerlerde insanlar çok kurnaz, başka yerlerde çok uysal ve hayvan gibi, kimileri de zeki insanlar. Ama her yerde başlıca uğraşı aşk. İkinci uğraşı insanları çekiştirme, üçüncüsü ise aptalca şeyler söyleme.”
“Kendimizi yazgımızın ellerine bırakalım.”
“Kendi mahkemelerim bana yeter.”
“Kaldı ki ne düşünüyorsam onu söylüyorum ve başkalarının benim gibi düşünüp düşünmemesi hiç umurumda değil.”
“Yalnızca akılsızlar değer verilen bir yazarın her şeyine hayranlık duyar. Ben sadece kendim için okurum, işime yarayan neyse onu severim.”
“Ümit etmek her zaman güzeldir.”
“Lezzetli olduktan sonra, kiminle yemek yediğinin ne önemi var?”
“Gülümseyiş, bilgeliktir.”
Değerlendirmeler (2)
2 Takipçi - 2 Takip
16 Yorum |
Mesaj Gönder
aligunay
14.04.2023
14.04.2023
deneme yorum
yorumuz için teşekkür ederiz
1 Takipçi - 2 Takip
123 Yorum |
Mesaj Gönder
Tevfik Cem Baykara
05.04.2023
05.04.2023
Çağının saygın idealistlerinden Leibniz’in "mümkün dünyaların en iyisinde yaşadığımıza" ilişkin inancı içten içe huzursuz eder Voltaire’i. Ne var ki, 1755 Lizbon depreminin yarattığı büyük yıkım, bu Fransız aydınlanma filozofunun tüm iyimser "safdil"lere karşı öfkesini köpürtür. Önce Lizbon Felaketi Üzerine Şiir’i yazar: "Lizbon mahvoldu ve insanlar Paris’te dans ediyor!.." Hızını alamaz ve Felaket’ten 4 yıl sonra 1759’da Candide veya İyimserlik (Candide, ou l’Optimisme)’i yazar.... Okuyunuz...