Dört Oyun - Bernard Shaw
Bütün dünyayı kazanıp kendi ruhunu kaybetmek, açgözlülüktür. Yalnız unutma, ruhuna dört elle sarılırsan hiçbir zaman bırakmaz seni. Oysa, bir gün bakarsın, dünya elden gidivermiş.
Nasılsa inanmak istediklerine inanacaklar, o yüzden kendin ol!
Evet, yalnızım yeryüzünde, her zaman yalnızdım.
Yüreğiniz paramparça olunca bütün gemileriniz yanmıştır! Artık bir şey sarsamaz sizi. Mutluluğun sonu ve huzurun başlangıcı!
Yaşamımız yaşadıklarımızla değil, beklentilerimizle şekillenir. (Dört Oyun)
Daha bu yaşta mı? Saçma! Geleceğin kalmadığı zaman geleceği düşünecek zaman bulursun.
Biz vahşiler sürüsüyüz. Uygar, kültürlü kişiler diye geçiniyoruz. Şiirden, felsefeden, sanattan, bilimden dem vuruyoruz. Ama içimizde kaç kişinin bunların ne olduğundan haberi vardır? Sizin bilim üstüne bildikleriniz ne?
Artık ne istesem yaparım gibi geliyor bana, çünkü istediğim hiçbir şey yok.
Erkek bir kadını istediğini sanır. Aslında avını gözüne kestiren, ona türlü tuzaklar kuran kadındır. Erkek çoğunlukla evlenmek istediğine inandırılır.
Bir kadına azıcık yüz verdin mi, kıskanç, kılı kırk yaran, şüpheci bir yaratık, bir baş belası kesilir. Bir kadın bana azıcık yüz verdi mi, bencil, dediği dedik, çekilmez bir herif olur çıkarım. Kadınlar her şeyi altüst eder. Hayatına bir kadın sokarsan çekeceğin var.
Kibar bir bayanla bir çiçekçi kız arasındaki fark şurada: Onların nasıl davrandıklarına bakmayınız, onlara nasıl davranıldığına bakınız.
Dünyanın en yüce tahtına da çıksanız, oturacağınız yer, yine kendi kıçınızın üstüdür.
Burada senin hayatın kendinden başkasını pek az ilgilendirir.
Hayır, hayır. Ben çok akıllı değilim ama çevremdekiler öyle aptal ki.
İşin garibi adamın kafası ne kadar sağlamsa, inadı da o kadar güçlü oluyor.
Çünkü insan denen bir zavallı solucan olduğunu unutup yasa gibi, görev gibi boyundan büyük laflar ediyordu.
Ahmak satıcı malından tez ayrılır.
Sabırsız olanlar ona çenesini kapatmasını söylerler.
Kendi refahları için didinirken Sezar’a karşı çıkanlar, kan döken bir fatih olunca karşısında eğildiler. Siz ölümlüler böylesiniz işte, huyunuz kurusun.
Ruh sahibi olmak pahalıya patlar adama, otomobil sahibi olmaktan çok daha pahalıya.
İyilerini iyisi, iyiliğin ta kendisidir.
Anlaşıp halleşinceye kadar herkes bana deli diyor.
Artık ne istesem yaparım gibi geliyor bana, çünkü istediğim hiçbir şey yok.
Beni sevmeyeni ben de sevmem.
Yalnız şunu söyleyeyim, ister eski kafalı ol, ister yeni kafalı, kendini satarsan ruhuna öyle zorlu bir darbe indirirsin ki, yeryüzünün bütün kitapları, resimleri, konserleri, manzaraları derdine derman olamaz.
Evet, yalnızım yeryüzünde, her zaman yalnızdım.
Birtakım kırıntılar, döküntüler! Ama kendi küçük isteklerimle, kendi küçük oyuncaklarımdan başka bir şeye aldırdığım yok artık.
Ben adamı baştan çıkarmam, başını yerine getiririm.
Şimdi bizi ancak birkaç deli kurtarabilir. Baksanıza akıllılar sayesinde nasıl karaya oturduk.
Para idaresini bilmeyen bir adamı mahvetmenin en emin yolu, ona biraz para vermektir.
Yaşlılar için huzur, gençler için umut gizlidir gecenin koynunda.
Elindeki kişinin değerini bilmiyorsan, değerini bileceğin kişiyi elde et.
Geri gelme n’olursun. Bırak da huzur içinde öleyim.
Şu erkeklerin kadınlara köleliğinden daha beter bir kölelik var mıdır yeryüzünde?
Aranızda yaşamama layık değilsiniz sizler. Sana son sözüm bu işte.
Hep bir şeyler bekliyorum. Ne olduğunu bilmiyorum ama, hayatın bir ereği olmalı.
Vazgeçmek mi? Ben kendimi ona adamışım. Bundan böyle yolum saraylardan geçmez. Bundan böyle krallarla işim yok benim.
Siz de efendim, memleketinize hakim olamıyorsanız, bari kendinize hakim olmaya çalışın.
Bu savaşta bilen değil, bilmeyen kazanıyor.
Oysa paramparça oldu yüreğim. Yürek yarası başka türlü olur sanırdım. (Dört Oyun)
Değerlendirmeler (0)