Açıklama

Teokrasi ve Laiklik Kısa Özet Değer ölçüleri olmayan hiçbir toplum yoktur; ancak bazı değerler zamanın gerekleri­ne göre değişeceğine, zamanla katılaşma, kireçleşme eğilimi gösterirler. Bu, bize üç şeyi anlatır; toplumun insanları arasında birbirine çok yapışık bir birlik vardır; kişiler değişmez kurallara uyarak yaşamayı çok rahat ve kolay bulurlar; toplumları, yaşla­nan kişilerin damarlarının sertleşmesi gibi katılaşmıştır. Kişiler böyle bir durumu çok beğenirler. Ancak değişme zorunluklarının sillesini yemeyen toplum da yoktur. Zamanın yumrukları altında bazı kişiler, alışık oldukları ölçüleri bırakmaya, bazıla­rını gizli ya da açıkça çiğnemeye; bazıları da ya dışardan yeni kurallar almaya, ya da kendileri yeni kurallar geliştirmeye başlarlar. Bunu yapanların iç hayatındaysa çatış­malar başlar, bunun da sayısız görüntüleri vardır.Bir toplumda en yüksek sayılan değerler, özellikle böyle zamanlarda, dinsel değerler kılığına girmeye de eğilimlidirler. Din, geleneğin en son sığınağı, en son savunma kalesidir. Aslında toplumun eski yaşayışının kökeninden gelen birçok alışkanlıklar, kolaylıkla din gereğiymiş gibi bir nitelik kazanırlar. İşte bunun içindir ki, çağdaşlaş­ma sözcüğünün özü, “laikleşme” sözcüğünün söylemek istediği gibi toplumu, bu dinselleşme hummasının yakasından kurtarma işiymiş gibi gözüküyor ve burada “laicisme” ile “secularism” terimlerinin anlamları, ayrı sözcük kökenlerinden geldiği halde, birbirlerine uyuyor.

Puan : 5.0 (1 Yorum)

Dil

Türkçe

ISBN

9789750836213

Sayfa Sayısı

268

Değerlendirmeler (1)

Giriş yapınız

1 Takipçi - 2 Takip
123 Yorum |
Mesaj Gönder
Tevfik Cem Baykara

19.05.2023

19.05.2023

Kitap, laiklik kavramının tarihsel kökeninin izlerini ilk hıristiyan ve müslüman toplumlardan başlayarak sürüyor. Pek çoğu yurtdışındaki konferans metinlerinde oluşan bölümlerde Osmanlı’dan günümüze değin Türk toplumunun geçirdiği kültürel süreç içinde laikliğin rolünü anlatıyor. Yazar’ın kesinlikle isabetli olduğunu düşündüğüm saptamalarından işte iki örnek: "Hıristiyan dünyasından ayrılıp Müslümanlığa ve Osmanlı hizmetine giren İbrahim Müteferrika, zamanın padişahının emriyle ilk basımevini açma iznini Şeyhülislam’ın fetvasıyla yalnız din dışı yazıları yayımlama koşuluna bağlı olarak elde ettiği zaman, din alanı dışında başka bir bilim ve düşün alanının bulunduğu simgelenmiş oluyordu..." "Tarih kesinlikle gösterir ki, Batı uygarlığının gelişiminde devletin gelenek ve din engellerini aşarak laikleşmesi kalkınmalarda baş rolü oynamıştır..." Ve daha niceleri için güzel bir kaynak eser...