Bookrate

Zweig yine hiç şaşırtmıyor. Baştan sona çarpıcı, her detayıyla okuyucuyu içine çeken bir roman. Baş karakterin içinde yaşadığı sıkışmışlığı iliklerime kadar hissettim. Kesinlikle okunması gereken kitaplardan.

Ah Zeze ah, baştan sona içimde bir yerlere dokunan, sarsıcı bir kitap. Çocuk kitabı diye geçiyor ama kesinlikle yetişkinler için kaleme alınmış. Bir ara yasaklanmıştı bi de, inanılır gibi değil. Herkesin hayatında en az bir kez okuması gerek. Başucu kitabım olur kendileri :)

Zweig daha hiçbir kitabında hayal kırıklığına uğratmadı beni. Karşılıklı, sağlam diyaloglarla ilerleyen, gerçekten de hamlelerle dolu bir kitapta. Anlatımın hızına yetişirken biraz başım döndü ama bu tip kitaplar sevdiğim için hiç rahatsız olmadım. Puanımm 10'da 10.

Yazarın okuduğum ilk kitabıydı. Konusu çok hoşuma gittiğinden direkt atladım zaten. Asla da pişman oldum. Bu tip fantastik kitaplar her zaman kütüphanemin en sevdiğim köşesinde yer alır. Karakterleriyle, beni götürdüğü büyülü evrenle elimden düşüremedim. Bir günde bitirdim.

Günümüz Türiye'sine ışık tutan, tüyleri diken diken eden bir kitap. Okurken "bu kadar da olmaz" dediğim her ne varsa hepsini yaşattılar, sağ olsun. Distopik evrenler her zaman içine çekmiştir zaten beni ama 1984 başka. Acı ama gerçek bir tecrübeydi. Bir daha okuyabilir miyim? Sanmam. Ağır, özümsenmesi zor ve sarsıcı bir kitap.

İlk okuduğum kitabı Kürk Mantolu Madonna'ydı. Bir daha da elimden bırakamadım. Her kitabı ayrı bir serüven, ayrı bir hayat analizi. Bu kitabını da iki günde bitirdim. Bu kadar erken yaşta kaybetmeseydik daha edebiyatımıza çok şey katardı.

Ölümün soğuk tokadını insanın yüzüne çarpan bir kitap. Her şeyin ne kadar anlamsız olduğunu düşünüyor, varoluş sancısına dalıyorsunuz. Marlyin'in hayatı hep üzer beni, bu kitap da üzüntülerimi derli toplu hale getirdi. Ben çok etkilendim çok da sevdim.

Normalde bu kadar uzun kitapları bir haftadan önce bitirmem ama bu iki günde eridi bitti elimde. Kitap sayfaları arasında eski zamanlara gitmek, o dönemdeki insan portrelerini kanlı canlı hale getirdi resmen. Ağır, vurucu bir kitaptı.

Tarihi romanları işlemek cesaret işi gerçekten. Elif Şafak yer yer vurucu anlatımlarla iyi iş çıkarmış kitapta. Ermeni olayları biraz hassas bir terazi, her satırın altına imzamı atarım diyemem ama karşı görüşleri okumak insanın insanın ufkunu genişletiyor. Mutlaka okunması, hatta tahlil edilmesi gereken güçlü bir roman olmuş.

"Kötülük insanın ağzına girende değil, kötülük ordan çıkandadır." Bu sözlerle aklıma kazınmış, leziz bir kitap. Sosyoloji derslerinde okutulmalı, müthiş tespitler, müthiş tasvirler... Geçen sene okumuştum, bu yıl yeniden okuyacağım. En sevdiklerimden.

Tarih bilinci olan herkesin mutlaka okuması gereken bir kitap. Tarihe nereden bakarsak olayları da oradan okuyoruz. Ama bu kitap oldukça açık, objektif bir kaynak. Herkese tavsiyemdir.

Halil İnalcık muhtemeşem tarihi birikimiyle harikalar yaratmış yine. Bakış açısı, yaşananları anlatma şekli asla bir tarih kitabı gibi sıkmıyor, roman gibi okutuyor kendini.

Psikanalizin babası yazar da okunmaz mı? Çağın ötesinde, sorgulayıcı, aydınlatıcı bir kitap. Psikoloji koleksiyonumun vazgeçilmezlerinden.

İnsanın bilinçaltını ameliyat masasına yatıran bir kitap... Sağ kalkmak imkansız. Müthiş doyurucu, insana yeni ufuklar kazandıran bir anlatımla kaleme alınmış. Her yetişkin okumalı.

Klasik Freud, kısa ve ö anlatımla nokta atışları yapan bir kitap... Herkesin kitaplığında bulunmalı derim.

Tüyler ürperten, insanı her sayfada gerilimden gerilime sürükleyen bir kitap... Türün tutkunları bayılacaktır.

Grange'ın henüz kötü kitabını okumadım. Her kurgusunda bir kez daha hayran oluyorum. Olayları işleme ve birbirine bağlama şekli harikaydı. Korkarak, irkilerek ama severek okudum.

En sevdiklerimden... Karakterler, olaylar, up noktaları yine şaşırtıcı derecede iyiydi. Grange'a zaten söylenecek kelime yok...

Ürkütücü bir hayal gücünün ustalıkla satırlara dökülmüş hali... Okuru da bir o kadar ürküteceğinden eminim. Harikaydı, elimdn zor bıraktım.

Mekanları, insanları, olayları muntazam bir sırayla işliyor Grange. Final geldiğinde kendini boş sayfaya bakarken buluyorsun. Bu da onlardan biriydi. Dehşetengiz güzel!

Ansiklopedik bir kaynak gibi sağlam ve doyurucu bir kitap. Her satırını müthiş bir hayranlık içinde okudum. Vurucu, dört dörtlük bir kurgu... Kesinlikle okunası.

Hayatın her alanından kesitler bulabileceğiniz, okuması zevkli ve akıcı bir kitap. Su gibi aktı bitti. Araya biraz zaman girsin, mutlaka bir kez daha okuyacağım.

En sevdiğim şairdir kendisi. Her dizesi beni başka başka dünyalara sürükler. Şiir gerçekten ruhun gıdası, okumayandan, sevmeyenden uzak durun derim :)

Kapital düzeni sorgulatan, gerçekçi, sağlam bir backroundu olan bir kitap. Konunun ilgilileri muhakkak fikir sahibidir ancak, içnde bulunduğumuz dünyayı ve sistemin işleyişini oldukça açık bir şekilde sayfalara döken bu kitabı, toplumun her kesiminin okuması gerekir diye düşünüyorum.

Kültürün oluşumunu ve gelişimini merak edenler için iyi bir kaynak niteliğinde. Konuya ilgisi olmayanlar sıkılabilir ama ben gayet beğenerek okudum.

Ustadan birbirinden kıymetli öyküler... Her birini okurken kurgunun içine düşüyor, sayfalar arasında kayboluyorsunuz. Mutlaka okunması gerekenlerden...

Kısa olmasına rağmen etkisi oldukça uzun süren, sarsıcı bir kitaptı. Yoğun duygular içinde, severek okudum. Tavsiye ederim.

Efsanevi Buda'yla tanıştığım, ilgi çekici ve merak uyandırıcı bir kitaptı. Budizm felsefesini tanımak isteyen herkes okumalı bence.

Hayatı ve insanlığı sorgulatan bir kitaptı. Saf iyi ve saf kötü diye bir şey var mı? Yoksa aslında herkes biraz gri mi? Değişen koşulların eğilimlerimizi de değiştirdiğine harika bir örnek...

İktisadi bilgisini geliştirmek isteyenler muhakkak okumalı. Özellikle Türkiye'nin yakın tarihine ışık tutan, pek çok siyasi ve sosyal gelişmenin ekonomiyle nasıl da iç içe ilerlediğini gösteren muazzam bir kaynaktı.

İnsanın içine ısıtan bir kitaptı.Yeri geldi duygulandırdı, yeri geldi güldürdü. Kurguya zaten diyecek söz yok. Sıkmadan, yormadan aktı gitti.

Okuduğum en çarpıcı romanlardan... Her cümlesinin altında derin anlamlar var. Orwell bu işi tüm kitaplarında ustalıkla beceriyor. Kullandığı metaforik dil kesinlikle bambaşka!

"Gözlerin gözlerime değince felaketim olurdu ağlardım beni sevmiyordun bilirdim bir sevdiğin vardı duyardım çöp gibi bir oğlan ipince hayırsızın biriydi fikrimce ne vakit karşımda görsem öldüreceğimden korkardım felaketim olurdu ağlardım" dizelerinin sahibi, büyük usta, büyük insan... Şiirlerine de kişiliğine de hayranlığın sonssuz. Severek, ağlayarak, içlenerek, türlü türlü duygular içinde okudum. Okumaya devam de edeceğim...

Irçılığın ne denli berbat sonuçlar doğurduğunu satır satır okuduk yine... İnsanun okurken kanı donuyor ama bazılarının tüm bunları yaşarken kirpiği kımıldamıyor. Ürkütücü ve sarsıcı bir kitaptı.

Bu adamların ne kadar tehlikeli, irin dolu ve cani olduğunu biliyordum elbette ama kitap sayfaları arasında okumak, çok daha ürpertti beni. Maaleef ki yıl 2023 ama hepsi yine hortlayarak meclise kadar girdiler. Şu kitabı okuyup da bu insanlara sempati besleyen tek bir Allah'ın kulu olamaz ya!

Dinler kişilerin vicdanlarında olduğu anlamlı, toplumsal erklere dayanınca, vurucu bir güç olunca iş sıkıntıya biniyorr. Atatürk zamanında boşuna mücadele etmedi bunlarla. Keşke azalarak bitseler! Kitabı okurken sinir harbi yaşadım bu yüzden, sağlam bir bünyeniz varsa okuyun derim.

İran olmak tabirini iliklerime kadar hissettim yine. Maalesef devrim sonrası yaşananlar kahrediyor insanı ve daha da korkuncu giderek onlara dönüşüyor olmaz!

Devrim öncesi ve sonrası iki ayrı ülke var resmen ve kitap da buna apaçık bir ayna vazifesi görüyor. Tüylerim diken diken oldu okurken...

Kibir, ego, kendini beğenmişlik ve ölümsüzlük isteği... Hepsini birleştirine ortaya çıkan bir şaheser kendisi. Kitaplığımın en sevilener köşesinde duruyor. Harika bir kitaptı.

İlber Ortaylı'nın kaleminden çıkan, tarihe ışık tutan bir ayna... Her Türk'ün mutlaka okuması gereken bir kaynak niteliğinde. Kesinlikle tavsiye ederim.

Dolu dolu, öğretici ve son derece anlaşılabilir bir kitaptı. İnsan ilişkilerini mercek altına alan yanına bayıldım. Hiç sıkılmadan okudum.

Önce filmini izlemiş sonra kitabını okumuştum. Gerçekten dokunaklıydı. Kötü bir zamandan geçiyorsanız depresyona sürükleyebilir :)

Toplumsal cinsizyet eşitsizliğiyle ilgili yazılmış önemli kaynak kitaplardan biri. Konuya ilgisi olanlar mutlaka okumalı.

Otobiyografik romanları çok severim. Bunu da gayet keyif alarak okudum. Dili, kurgusu, olayların işlenişi çok başarılıydı.

Türkiye'nin yakın tarihinde yer alan önemli siyasal olayları, neden ve sonuçlarıyla ele alan çarpıcı bir kitaptı. Yer yer duygulandım yer yer sinirlendim. O yıllardan bugüne hiçbir şey değişmemiş çünkü.

Uç solun kanaat önderlerinden Lenin'le ilgili okuduğum ilk kitaptı. Fikirlerini, eylemlerini tarihi gerçeklerin ışığında okumak güzeldi. Tavsiye ederim.

İslam'ın önemli isimlerinden Eyyubi'yi gerçek anlamda ilk bu kitapla tanıdım. Aydınlatıcı ve ilgi çekici bir kitaptı. Konunun meraklılarına tavsiye ederim.

Kamu'nun akıcı bir dille yazılmış, usta inceliklerle bezenmiş, unutulmaz kitabı... Çok severek okudum. Her sayfasından ayrı keyif aldım. Herkese tavsiye ediyorum.

Yolculuk serüvenlerini anlatan kitaplara bayılırım. Bunu da ayıla bayıla okudum. Hiç sıkmadan, öyle aktı hitti... Zaten bilmeyen yoktur herhalde kitabı. Varsa da bence bir an önce tanışmalı :)

Irkçılığın dehşetini ortaya koyan sarsıcı bir kitap... Kafası örümcek ağlarlıyla dolu insanlara tutulan bir ayna gibi... Herkes okumalı, okutmalı.

Kadınca bir hayat mümkün mü? Muhtemelen böylesi bir ataerkil düzende değil. Ama bu kitap bana umut aşıladı. Bazen acı bazen tatlı ama her sayfası gerçekçiydi. Tavsiye ederim.

Dahilerin dahisine kayıtsız kalmak ne mümkün? Okurken ister istemez irkiliyor insan. Böyle bir deha bi daha gelir mi? Sanmam.

Beni müthiş bir varoluş sancısının orta yerine bırakan güzide bir kitap oldu. "Kendini yeniden bulmak için bazen kaybolmak gerekir" diyor kitapta. Öylesine doğru ki, her satırını gözüm kulağım açık okudum. Şiddetli tavsiyemdir.

Yahudilerin çektiği zulümle ilgili çok sayıda film izledim ama derli toplu olarak okuduğum ilk kitaptı bu. Muhtemelen de son olacak, okurken insanın içi kaldırmıyor çünkü. Zayıf bünyeler okumamalı :/

Dinler, varoluş, evrim gibi teknik olarak insanın çözümlemesi imkansız olan konuları masaya yatıran yenilikçi bir kitaptı. Ben severek okudum.

3 yıl kadar önce okumuştum, görünce yazmak istedim. İnsan psikolojisini ilmek ilmek işleyen bir kitaptı. İçinde her türlü duyguyu bulmak mümkün. Sebahattin Ali bunu öyle iyi başarıyor ki karakterlerle bağ kurarken hiç zorlanmıyorsunuz. 10/10'du benim için.

Zamanın çok ötesinde, insana sevmeyi, sevilmeyi, umudu, umutsuzluğu ve her yönüyle hayatı gösteren dört dörtlük bir Sebahattin Ali kitabı... Üzerinden kaç yıl geçerse geçsin rastgele bir sayfasını bile açsanız içinizde o hüznü hissetmeniz münkün.

İnsanın kendi aklında dönen sorulara cevap arayan Tolstoy, bir kez daha toplumla sanatçının ne kadar paralel, ne kadar iç içe olduğunu gösterdi. İnsan kendi içinde cevap bulamadığı sorulara bu tip kitaplarla ulaşabilmeli. Çok severek okudum.

İnsanın içindeki "gri"yle tanışma kitabıydı bence. Zor koşullar altında içimizde hiç tanımadığımız, bilmediğimiz yanlarımızın nasıl aniden hortladığını müthiş bir hikayecilik örneği ile gösterdi gerçekten.

Felsefe kitaplarına merakı olan herkes okumalı. Hayatı, insanı, evreni sorgulayan zihinler için benzersiz bir hazine. Her sayfasında bana çok şey kattı.